Uluslararası Osmanlı Düşüncesi, Kaynakları ve Tartışma Konuları Sempozyum Çağrı Metni

Uluslararası Osmanlı Düşüncesi, Kaynakları ve Tartışma Konuları Sempozyum Çağrı Metni

Ä°slâm düÅŸünce geleneÄŸinin önemli halkalarından biri olan ve kendisini dini ilimlerden felsefeye; tarihten edebiyata ve mimariden güzel sanatlara kadar geniÅŸ bir alanda ifade eden Osmanlı düÅŸüncesi, zamansal ve mekânsal geniÅŸliÄŸiyle ters orantılı olarak çok az incelenmiÅŸ bir alandır. Oysa sergilediÄŸi eÅŸine az rastlanır istikrar ve süreklilik -benzeri bütün medeniyetlerde olduÄŸu gibi-, bu durumu saÄŸlayacak nazarî bir temel ve entelektüel üretim olmaksızın düÅŸünülemez. Ancak yakın zamanlara kadar, bu dönemin düÅŸüncesi hakkındaki bilgilerimiz/kanaatlerimiz, büyük ölçüde güvenilir bir tasvir ortaya koymaktan uzak olan Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınmış mahdut sayıdaki metinler üzerine yapılmış çalışmalara dayanmaktaydı. Halbuki Osmanlı’da, en üst seviyedeki nazarî ve dinî eserler, ağırlıklı olarak Arapça kaleme alınmış; Türkçe ise bilginin geliÅŸtirilip derinleÅŸtirilmesi için deÄŸil, daha geniÅŸ kitleler tarafından anlaşılıp yaygınlaÅŸtırılması için bir vasıta olarak kullanılmıştır. Arapça yazılan metinlerle ilgili çalışmalar ise yakın zamanlara kadar belli konularla sınırlı kalmıştı. Ancak günümüzde, hem yabancı hem yerli akademik camiada Osmanlı dönemi düÅŸüncesine yönelik ilgi ve nitelikli çalışmalarda bir artış gözlenmeye baÅŸlamıştır. Osmanlı düÅŸüncesinin, kendisini çok farklı alanlarda (Kelam, Felsefe, Tasavvuf, Fıkıh, Tarih, Edebiyat, Tefsir, Hadis vs.) kaleme alınan eserlerde ifade etmiÅŸ olması, bu eserlerin ve önem derecelerinin belirlenmesi; söz konusu düÅŸüncenin anlaşılması açısından hayati öneme sahip bir meseledir. Bu yüzden sempozyumun birinci hedefi, Osmanlı'nın Klasik Dönemi olarak adlandırılan XIV-XVIII. yüzyıl Osmanlı düÅŸüncesinin kendisini ifade ettiÄŸi, izinin takip edileceÄŸi ve bulunmak istendiÄŸinde baÅŸvurmak zorunda olduÄŸumuz eserlerin tespiti ve tanıtımıdır.
***
Dünya düÅŸünce tarihinin paradigma kurucu eserleri ortaya çıktıktan sonra bunlar üzerine yapılmış açıklayıcı ve sorgulayıcı metinler telif edilmeye baÅŸlanmış ve böylece mevcut paradigmalar, gerek savunu gerekse tenkit bakımından daha incelikli fikir iÅŸçiliklerine tabi tutulmuÅŸtur. Ä°slam DüÅŸüncesini oluÅŸturan felsefi ve dini ilimler de, Osmanlı'nın tarih sahnesine çıkmazdan önce kendi paradigmalarını kurmuÅŸ, bu ilimler arasındaki ihtilaf ve ittifak noktaları belirginleÅŸmiÅŸ durumdaydı. Ancak bu durum, yakın zamanlara kadar iddia edildiÄŸi gibi düÅŸünce alanında bir durgunluÄŸun/daralmanın olduÄŸu anlamına gelmemiÅŸtir. Bunun böyle olmadığı araÅŸtırmacılar tarafından "Ä°slam DüÅŸüncesi'nin Ä°kinci Klasik Devri” olarak isimlendirilen bu dönemde mesela, Fahruddin Râzî, Sühreverdi el-Maktul, Ä°bn Arabî, Mevlana, Nâsıruddin Tûsî, Kutbüddin Râzî, Celâlüddin Devvânî, Seyyid Åžerif Cürcanî, Sa'düddin Taftazanî, MerÄŸinânî, Kâdihân, Sadru'ÅŸ-ÅŸeria, Ebu'l-berekât en-Nesefî, vb. gibi isimler üzerine yapılan çalışmalarla ortaya konulmuÅŸ oldu. Osmanlı’nın hemen öncesinde veya ilk dönemlerinde civar coÄŸrafyalarda yaÅŸamış bu isimlerin eserlerine bakıldığında, telif
tarzında kendilerinden önceki döneme nazaran bir deÄŸiÅŸikliÄŸin yaÅŸandığını; geniÅŸ çaplı eserler yerine, paradigmatik metinler üzerine genelde ÅŸerh ve hâÅŸiye türü eserlerle birlikte bazı temel konulara dair müstakil risalelerin kaleme alınmaya baÅŸlandığı görülmektedir. Bu dönemin telif tarzı Osmanlı ulemasına da intikal etmiÅŸ ve bunun bir sonucu olarak da büyük bir literatür ortaya çıkmıştır. Tamamına yakını yazmalar halinde bulunan bu literatür üzerinde yapılacak yüzeysel bir tarama, bazı eserler üzerine ısrarla ÅŸerhlerin ve hâÅŸiyelerin kaleme alınmış olduÄŸunu gösterecektir. Bu durum, Osmanlı düÅŸüncesinin olup olmadığı ve böyle bir ÅŸey varsa Gazzali sonrası dönemde -daha sonra yanlışlığı ortaya konan-, düÅŸünsel durgunluÄŸun/çöküÅŸün bir benzerinin Osmanlı düÅŸüncesinde yaÅŸanıp yaÅŸanmadığı sorusuna yol açmıştır. Osmanlı düÅŸüncesinin kendinden önceki Ä°slam düÅŸünce geleneÄŸiyle olan bağı meselesi, ona bir ilavesinin olup olmadığı ancak bu ÅŸerh ve hâÅŸiyelerde, klasik dönemin hangi konularının öne çıktığı hangilerinin geri plana düÅŸtüÄŸü ve ne tür yeni konuların ele alındığının ortaya konulmasıyla mümkün olacaktır. Literatür taramasının gösterdiÄŸi bir baÅŸka husus da ÅŸerh ve hâÅŸiyelerden ayrı olarak, bazı konularda sıralı olarak müstakil risalelerin kaleme alınmış olmasıdır. Bu risalelerden bir kısmı -felsefe ve kelâm özelinde örnekleyecek olursak- varlık, küllîler ve isbât-ı vâcib gibi genel konular olmakla beraber diÄŸer bir kısmı da haml, vaz' ve tanım vs. gibi daha özel mantık konularıdır. Ayrıca dil üzerine yapılmış nazarî çalışmaların da oldukça büyük bir yekûn tuttuÄŸu göze çarpmaktadır. Yakın zamanda özellikle KemalpaÅŸazâde ve TaÅŸköprîzâde üzerine yapılan çalışmalar, bu tür risalelerde çok canlı bir ÅŸekilde karşılıklı tartışmaların cereyan ettiÄŸini göstermekte ve farklı tarzda ekolleÅŸmelerin bulunduÄŸuna dair ipuçları vermektedir.
Bu sebepten sempozyumda ardına düÅŸülmesini amaçladığımız ve katkı beklediÄŸimiz ikinci hedefimiz "Osmanlı düÅŸüncesinde ön plana çıkan tartışma konularının neler olduÄŸu?"nun belirlenmesidir.
Son zamanlarda Osmanlı düÅŸüncesine yönelik ilginin ve nitelikli çalışmaların artışı, ÅŸu ana kadarki bilgi birikimimizin mahiyetini görebilmek adına bize bu sempozyumu düzenleme cesaretini vermiÅŸtir. Ancak bu alanda artmaya baÅŸlayan ilgi ümit verici olsa da henüz yolun çok başında olduÄŸumuz âÅŸikârdır. Sempozyum, Osmanlı düÅŸüncesi ile ilgili olarak günümüzde yapılagelen çalışmaları bünyesinde toplamak ve böylece bu alandaki entelektüel merakı daha da artırmak suretiyle yeni çalışmaları teÅŸvik etmeyi amaçlamaktadır.
Bu sempozyumda, yukarıda zikredilen iki ana soru bağlamında, katılımcılardan şu alanlarda katkılar beklenmektedir:
- Arap Dili ve Edebiyatı,
- Divan Edebiyatı
- Felsefe
- Fıkıh Usûlü,
- Güzel Sanatlar
- Hadis Usûlü
- Hadis Åžerhleri
- Kelâm,
- Mantık
- Mimari
- Musikî
- Siyaset DüÅŸüncesi
- Tarih Yazımı
- Tasavvuf
- Tefsir/ Tefsir Usûlü
Sempozyum Dili: Türkçe - Ä°ngilizce